24 TEMMUZ 2012 SALI

27 Nisan 2011 Çarşamba

BİR KIRÇİÇEĞİ ÖYKÜSÜ



Güneş battıktan hemen sonra tatlı bir koku geziniyordu çevremizde. Kaynağını bir türlü bulamadık. Kokladığımız her kırçiçeğinin kendine özgü güzel bir kokusu vardı; ama, bu bambaşkaydı. Sıcak bir havada esen meltem mi desem, soğuk bir dağ kulübesindeki ateş çıtırdısı mı...Birşeyler kımıldıyordu insanın içinde o kokuyu duyumsarken; renkler belirginleşiyordu beyninde. Kısacası geceyi renklendiriyordu o koku ve ne olduğunu bilemediğimiz o çiçek...

Bir akşam komşumun bahçesinde oturuyor; sessizliğin sesini dinliyorduk ki, aynı koku bir hışımla geldi ve geçti. Ben anlatmaya , tanımlamaya başlarken komşum atıldı söze: “Bu yaşa geldim, ben böyle güzel koku duymadım. Her akşam aynı saatlerde aynı güzel koku” dedi. Eşi geçenlerde bir satış yerinde rastlamış bu kokuya, minimini bir şişesinin fiyatı bir aylık asgari ücret kadarmış. “Bizim oralarda ‘Dümdümotu’ derler bu çiçeğe. Akşam güneş battıktan sonra açar, çok güzel kokar, açık pembe renkli, pek birşeye benzemeyen yani hiç albenisi olmayan bir ot” diye de eklemeyi de ihmal etmedi komşum.
Daha sonra anlattıklarıysa beni iyice kahretti... Bizim bahçenin dış sınırında bir dolu varmış o otlardan.Köy çocuğu olduğu için o çiçekleri iyi tanıyormuş komşum. Ben çevreyi temizleyip çiçeklendireceğim, birkaç berberis, birkaç ateş çalısı dikeceğim derken çok esaslı bir temizlik yapıp ; gündüz çiçek açmadığı için sıradan bir ot gibi görünen bizim güzel kokan çiçekleri de yolmuşum meğer. Nasıl üzüldüm kendi elimle yaptığım bu bilinçsiz çevre temizliğine !
Benim o davranışım komşuma iyi bir ders olmuş ki, sağdan soldan bularak 8-9 kök dümdüm otunu bahçesinin bir köşesine taşıyarak yedeklemiş.Gece vakti el fenerlerini aldık ve gittik çiçeklerin başına.O saatte rengini tam seçemedim ; ama, leylak pembesi renkli küçücük menekşe yapısında bir çiçek farkedebildim. Koku yine o müthiş kokuydu.
Komşumun bahçesi içinde başka yerlerde de varmış o çiçekten. Hattâ ertesi gün dikim hazırlığı için süreceği yerdeki 4-5 kök çiçeği istersem alabileceğimi söyledi. Sabahı zor ettim. Bizim bahçenin dış kenarında küçük bir yer ayırdım; toprağı yumuşattım biraz ve küreğin ucuyla köklediğim çiçekleri - daha doğrusu otları - tek tek taşıdım oraya. Tuttu mu, tutmadı mı heyecanıyla geçen birkaç günden sonra, 3 adet çiçek kopyalamayı başardığım ortaya çıktı.
Çıktı; ama, bu kez başka bir merak sardı beni; literatürde ‘Dümdümotu’ adında böyle bir çiçek var mıydı? Varsa kimin nesi oluyordu? Araştırmaya değerdi doğrusu. Bu yöresel bir isimdir diyerek, önce “Derleme Sözlüğü”ne baktım; sonra Larousse’a ve Okyanus’a; ama bir yanıt bulamadım. İnternet’e tıkladım; ama, tık yok bizim baygın kokulu ot için. “Başkentin
Doğal Bitkileri”de derman olmadı yarama. En son Turhan BAYTOP’un “Türkçe Bitki Adları Sözlüğü”ne başvurdum; o da olumsuz sonuç verdi.
Ben bu otun ya da çiçeğin adını bulamayacağım galiba diye tasalanırken; Sivaslı bir tanıdık “Bizim köyde gece çok güzel kokan bir çiçek vardır, ‘Gece Çiçeği’ deriz biz” deyince birden araştırma yönümü yani anahtar sözcüğümü değiştirdim.”Gece” sözcüğünü çıkış noktası yaparak kaynakları karıştırmaya başladım. İlk girişimimde de başarılı oldum. BAYTOP, “Gece Menekşesi” diyor ve şu açıklamayı yapıyordu: Latince adı Hesperis matronalis’ti, Cruciferae (Hardalgiller) familyasındandı.100 cm.’e kadar boylanabilen, iki yıllık pembe veya beyaz çiçekli otsu bir bitkiydi. Çiçeklerinin gece açması nedeniyle bu ad verilmişti ve eş anlamlı adı “Gecegündüz Çiçeği” idi.
Kırçiçeğimin bilimsel adını öğrenmiştim artık. Bu kez elimdeki kaynaklara hem Latince hem de Türkçe girişler yaptım.”Başkent’in Doğal Bitkileri” kitabında olduğu gibi “Derleme Sözlüğü”nde bile adı vardı güzel kokulu çiçeğimin. Yozgat dolaylarında “Gece Sefa Gündüz Cefa” diye anılıyordu. Gaziantep’te “Gece Gündüz Çiçeği” olarak biliniyordu. Öyleyse olayı Hesperis matronalis’in bilimsel izi üzerinden sürmek gerekiyordu. Ben de öyle yaptım ; ama, korkunç bir tabloyla karşılaştım. İnternetten tam 7 480 kaynak çıktı karşıma. Bir derleme yaparak şu özet bilgilere ulaştım:
Hesperis matronalis
.Familya: Cruciferae ya da Brassicaceae (Hardalgiller)
Türkçe adları:
Gece Menekşesi
Gecegündüz Çiçeği
Gündüzgece Çiçeği
Gündüz Cefa Gece Sefa
İngilizce adı: Dame’s Violet - Sweet Rocket – Mother of the Evening
Eveweed – Double Rocket
Boyut 70-90 cm., kapladığı alan 60 cm. kadar. Yapraklar ince uzun ve oval. Çiçek rengi leylak rengine yaklaşan pembe, beyaz olanları da var.
Tohumla üretilecekse 15-180 C derecelik bir ortam sıcaklığı yeterli oluyormuş. Ekim derinliğini 3 mm kadar tutmak, mayıs - haziranda ekimi yapmak, bitkilerin arasında 30 cm boşluk bırakmak gerekliymiş. Bu bilgiler İngiltere kaynaklı olduğuna göre ortamın 15-18 derece olabilmesi doğaldır ki mayıs - haziranda ancak gerçekleşir oralarda. Bizde bunu mart sonu nisan başı olarak düşünmek gerekir.Bitkinin haziranda boylanıp çiçeklenmesi de bunu göstermektedir.
Bitki hardal tadı taşıdığından ,çiçek açmadan önce tereyağlı ekmekle yenilebiliyormuş. İskorpit (diş dökülmesi) hastalığı için de bitki çiçekli olarak toplanıp kurutularak 2 gram kadar toz elde edilip suyla karıştırılarak içilebilirmiş. Daha fazla kullanımı kusturucu oluyormuş; ama, az kullanıldığında mide bulantısı ve karın ağrısına iyi geliyormuş.
Bu tür bilgiler sağlıkla doğrudan bağlantılı;bu nedenle bu önerilere hiç kulak asmamak en akıllı davranış olur sanıyorum.. Ben yalnızca kokusunu biliyorum, enfes bir şey. Onu salık verebilirim size. Zaten benden çok önce Marie Antoninette de bu çiçeğin kokusuna aşık olduğuna göre O’na ve bana inanmanızı rica ederim. Bunun dışında ilaç olarak önerilen bilgilere asla.
Meğer bizim gece çiçeğinin meraklısı az değilmiş. İnternetten bir sayfa buldum ki; bu işin hastaları birbirlerini aydınlatıyorlar bu çiçek konusunda (www.plantsdatabased.com):
Biri diyor ki: “ Hesperis’in 60 türü var. Bunların içinde Hesperis matronalis nemli akşamlarda mis gibi kokuyor. Dar, oval yapraklarının rengi beyazdan leylakrengine kadar uzanıyor..Yazın çiçekleniyor.30-90 cm. kadar boya ulaşıyor, oturma alanıysa 60 cm. çapında. En güzel büyümeyi, iyi drenajlı nemli toprakta yapıyor; ama toprak nötr ya da az alkali olmalı. Sümüklü böcek ve salyangozlara dikkat etmek gerekir.”
Bir diğeri şöyle diyor meraklılardan: “ Tennessee’de büyük bir bahçe bitkisidir Hesperis matronalis. Geçen yıl 1,5 metre boylananları oldu; ama, çoğunlukla boylar bundan kısa”.
Bir başka meraklı not düşmüş bu çiçek için: “ Söylendiği, daha doğrusu sanıldığı gibi, Marie Antoinnette’in favori çiçeği bu.”
“Bahçemin iki yakasında da Hesperis var” diyor bir diğeri ve ekliyor: “ Bir yan saf balçık, öte yan kumlu-killi toprak, organik parçalar da var içinde, kuvvetli toprak yani. Balçıktakiler güdük kaldı; boyları 30 cm. kadar. Öte yandakiler 1,5 metreyi buluyor neredeyse. Oturma alanı ise 60 cm. kadar. Büyümeleri, yanındaki değişik çiçekleri de şaşırtıyor diyebilirim.”
Biri de ilk kez yol kenarında görmüş bu çiçeği ve hemen bahçesinin bir yanına aktarmış benim gibi. “Kokusunu sevdiğim kadar toprağımı tohumlamasını da sevdim bu çiçeğin” diyor.
Yukarıda alıntıladığım izlenimlerin tümü yeni bilgiler, hemen hepsi bir iki yıllık. Hattâ bu yıl içinde yazılanlar bile var.
Bu yazının ilginç bir serüveni oldu benim için. Buraya kadar yazdıklarımda şöyle göze batan bir yanlışlık var mı diyerek bir bilene danışayım dedim. Bu konuda doktora yapmış bir biliminsanı çok beğendiğini belirtirken Latince kimi yazılışların da düzeltisini yaptı ve yazıyı bu konuda çalışma yapan bir doçent arkadaşına iletti. Yoğun çalışmaları arasında bana bir yanıt gönderen Sayın Doçent, yazımın güzel bir derleme olmasına karşın eksikleri bulunduğunu, bu konuda söylenecek çok şeyin olduğunu , bu haliyle yayımlanmasının yararlı olmayacağını belirtti. Başka bir meslektaşım” Senin kokladığın çiçek belki o çiçek değildir” dedi. Bilimsel bir iddiası olmayan bu yazı için bakalım siz ne diyeceksiniz? Adı doğru ama soyadı yanlış da diyebilirsiniz; belki yepyeni savlarla yüklü bir makale bile yollarsınız.
Yararlanılan Kaynaklar:
• Türk Dil Kurumu. Derleme Sözlüğü . Türk Dil Kurumu Yayınları: 211/6, Ankara 1972
• Baytop, Prof. Dr.Turhan. Türkçe Bitki Adları Sözlüğü. Türk Dil kurumu Yayınları 578 , Ankara 1997.
• Erik, Prof. Dr. Sadık- Akaydın, Y.Doç Dr. Galip-Göktaş, Ayhan. Başkent’in Doğal Bitkileri. ANÇEVA, Ankara Valiliği Çevre Koruma Vakfı Yayınları. 1998.
• Kutluk, Hatice- Aytuğ, Burhan.Plants of Turkey /Grid by Grid. Eskişehir 2004.
• www.plantsdatabased.com

4 yorum:

  1. Ah benim çocukluğumun mis kokan çiçeği: Dümdüm.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlginize teşekkürler.
      Sağlıklı ve mutlu günler dileğimle...

      Sil
  2. Yanıtlar
    1. İlginiz için ben de size teşekkkür eder, www.bilgeyik.com sayfasındaki yazılarımın da ilginizi çekeceğini sanırım. Başarılı çalışmalarla dolu iyi gunler dileklerimle...

      Sil